26 Aralık 2015 Cumartesi

Türk Mitolojisi'ne Giriş

Türk mitolojisi, tarihi Türk halklarının inanmış oldukları mitolojik bütüne verilen isimdir. Eski efsaneler, Türk halklarının eski ortak inancı Tengricilikten öğeler taşımaktan ziyade sosyal ve kültürel temalarla doludur.Bunların bazıları sonradan İslâmî öğeler ile değiştirilmiştir.Dünyanın en eski edebi belgelerinden biri olarak geçen Dede Korkut destanlarının orijinal yapıtları, Vatikan ve Dresden kütüphanelerinde bulunmaktadır.Ege ve Anadolu Uygarlığı mitolojisi ile benzerlikler taşımaktadır.


 Türk mitolojisi, birçok araştırmacıya göre aynı Tengricilik'te de olduğu gibi tektanrıcı bir temelden, zamanla çoktanrıcı bir biçime doğru gelişmiştir. Ayrıca tarihi Türk halklarının temasa geçtikleri Zerdüştlük, Mani dini ve Budizm de Türkler'in mitolojisinden izler devralmıştır. Bu yüzden genel bir tanım olan Türk mitolojisine, inançtaki farklı unsurlar göz önünde tutulursa "Türk Mitolojileri" demek daha doğru olabilir.

Türk mitolojisinin en mühim özelliklerinden birisi her kabilenin, ne kadar ufak da olsa şahsi bir türeyiş efsanesine sahip olmasıdır. Örneğin Oğuzname'de her sözü edilen kabilenin ilk önce türeyiş efsanesi anlatılır.



En önemli ve en tanınmış efsane Türkler'in ortak türeyiş efsanesidir. Bu efsane neredeyse her Türk topluluğunda tanınır ve en eski Türk hükümdarlarının, Göktanrı'nın gönderdiği bir kurt ile çiftleşmesinden türediğini anlatır. Bazı versiyonlarda bir dişi kurdun en son Türk olarak kalmış bir erkek çocuğu ile, diğer versiyonlarda ise Göktanrı'nın bir erkek kurt kılığında hükümdarın kızı ile çiftleştiği anlatılır.


Diğer iyi tanılan bir türeyiş efsanesi Kırgız halkının türeyiş efsanesidir. Bu efsaneye göre kutsal bir gölün suyundan gebe kalan kırk kız ilk kırgızları oluşturur.


-------------------------------------------------------------


Avrupaya göç etmiş olan antik Türk halklarından dolayı, Avrupa'da da Türk mitolojisinin izlerini bulmak mümkündür. Özellikle Hunlar ve ön Bulgarlar destanlara konu olmuşlardır. Alman mitolojisinin en tanınmış destanı Hunlar'a ve ejderhalara karşı savaşan Alman kahraman Siegfried'in destanı'dır. Bu destanda Atilla'nın adı "Etzel"dir.


Ön Bulgarlar'ın (Türk Bulgarlar) Balkanlar'a getirmiş olduğu Han Asparuh (İşbara Han) destanını Bulgaristan'da henüz birinci sınıfta okuyan her Bulgar çocuğu ezbere bilir. Ayrıca yine ön Bulgarlar'ın getirmiş oldukları ilkbahar bayramı "Mart enizi"nde (Mart annesi) ilkokul çocukları Han Asparuh destanının bazı bölümlerini canlandırırlar. Canlandırılan bölümde, Han Asparuh ilk Bulgar devletini kurmuş ve bunu kutlamak için Gök Tanrı Tangra'ya (Tengri) adak vermek ister. Adak vermeden önce bir demet dereotunu kutsal ateşte yakması gerekir ama hiçbir yerde dereotu bulamaz. Bu yüzden çok üzülür. Çok uzaklarda Volga kıyılarında kalmış olan kızkardeşi, Asparuh'un derdini hisseder ve bir şahinin ayağına bir demet dereotu bağlayıp gönderir.


Macarlar'da da çok uzun bir Atilla ve eski Türk destanları bulunmaktadır.